Geçmişte yaşanan ve duygusal izler bırakan olaylarla beslenen zihnimiz gelecek kaygısı üreterek anı yaşama ve her şeyi oluruna bırakma bilincimizi köreltebiliyor. Peki ya akışına bırakabilmek mümkün olsaydı hayatımızda, bilincimizde neler değişirdi?
Kontrol etme mekanizması devre dışı kalsaydı hayat daha mı zor olurdu yoksa çok daha kolay mı? Şimdi tüm bu algıyı ortaya sermek ve zihni yeni bir algıya şekillendirmek için bu yazı bir fırsatın olabilir.
Gelecek kaygısı taşıdığın anlara kısa bir yolculuk yapmaya ne dersin? Bu kez bilinçli bir farkındalıkla gözden geçiriyor olacaksın. Bu belki de senin için daha birkaç dakika öncesiydi. Zihnin geleceğe yönelik senaryolar üretirken içinde bulunduğun anın ne kadar farkında olabildiğini bundan daha da fazlası ne kadar anın tadını çıkarabildiğini fark etmeni isteyeceğim. Oysa elinde yalnızca şimdi var ve gelecek henüz gelmedi üstelik geldiğinde nasıl olacağını ise sadece o an yaşadığında öğrenebileceksin. Tüm kaygı ve korkulardan uzak yalnızca her şeyi akışa bırakabildiğinde şimdiden keyif alabilirsin. Akışa bırakmak andan keyif almanı sağlar.
Akışa bırakmak hayatın getirdiklerine ve bu getirilerin bizim en yüksek hayrımıza gerçekleşeceğini bilmektir. Ve şimdi belki de güvensizliğin yaşamındaki etkilerini gözden geçirerek bunun fayda ya da dezavantajlarını bir kez daha bilinçli bir şekilde gözden geçirebilirsin. Seçimin bu hayatı nasıl yaşamak istediğine karar vermenle ilgilidir.
Akışına bıraktığında vücudundaki tüm negatif enerjiler temizlenir ve kendini çok daha hafif hissedersin. Tüm kasların, bedenindeki tüm yükler kendini bırakır ve enerjin yükselir.
Hayatla ahenkle dans etmeni sağlar akışına bırakmak. Attığın her adım güvenlidir. Gözlerini kapattığında yine de her yer aydınlıktır. Su gibi akışkan ve esnek bir bilince sahip olmak ve hayattan bulunduğun andan keyif almaktır akışına bırakmak.
Peki sen bu duyguları hissedebiliyor ve hayatı akışına bırakabiliyor musun? Şimdi gizliden ya da açıkça direnç gösterdiğin durumları fark ederek dönüştürmek senin elinde.
